Kaftanlarım

Kırmızı kadife ve krem rengi keçeden yapılmış; cam boncuk ve kırmızı taşlarla süslenmiş kaftan.

Kaftanlar beni etkiler. Önce sanatçı İsmail Acar'ın Bodrum'da açtığı bir resim sergisinde dikkatimi çekmişlerdi. Sanatçının tuvalinde resmettiği, her biri çarpıcı desenlerdeki kaftanlar bana tarihimizin bir döneminin sadece bir giyim eşyası değil, güç ve ihtişamı ifade eden birer sembolü olduğunu hatırlatmıştı.

O gün sergiyi beraber gezdiğimiz arkadaşlarla sergideki resimler ve İsmail Acar hakkında bir tartışma da yaşadık aramızda. Kaftanların resmini yapan İsmail Acar'ın kolay yoldan para kazanmaya heves ettiğini, sadece kaftan değil, nar gibi, harem rakkaseleri gibi bir kesimin beğenisini kazanacağı kesin olan konuları seçerek bunu yaptığını iddia eden arkadaşlar oldu. Ben ise şöyle düşünüyorum: Resim yapan pek çok sanatçı para kazanamazken İsmail Acar para kazanabilmeyi başardığı için biraz kıskanılıyor. Yetenekli ve başarılı bir sanatçımız. Neyse bırakalım İsmail Acar'ı, gelelim kaftanlara.

İçi elyaf ve lavanta ile doldurulup elde dikilen bu kaftan özellikle yabancı konuklarınıza hediye etmek için ideal.

Wikipedia'dan öğrendiğimize göre, kaftanlar cins ve nevilerine göre murabba, keçe, çuha gibi isimler alıyor. Kaftanların kıymetleri, renk, şerit ve düğmelerinden anlaşılıyor.

Osmanlılarda önemli hizmetler görenleri mükafatlandırmak için padişah tarafından kaftan hediye edilirmiş. Kumandanlara bir imtiyaz verildiği zaman, buna işaret olarak kılıç ve kaftan verilirmiş.

Benim nacizane kaftanlarım da işte karşınızda. Bunları yapmayı çok sevdim. Daha ayrıntılı bir çalışmayı hak ettiklerini düşünüyorum. Önce kaftanlar hakkında biraz bilgi edinip hangi düğmelerin, hangi kumaşların bir kaftanı değerli kıldığını, kimlere ne tür kaftanlar hediye edildiğini görselleriyle bulup bunların birebir örneğini yapabilmeyi gerçekten isterdim.